Hayatta sahip olduğu tüm şeyleri ve hatta kadınları da paylaşan tek yumurta ikizlerini konu alıyor, film. Soyadları Mantle olan Beverly ve Elliot kardeşler çok başarılı jinelokoglardır. İcat ettikleri cerrahi bir alet ile daha üniversite öğrencisiyken ödül almışlardır. Küçüklüklerinden beri bu alana yönelimi olan doktor kardeşler her şeyi senkronize olan bir hayat yaşamaktadırlar. Beverly daha çekingen ve topluma karışmayı sevmeyen bir tiptir fakat Elliot, tam tersine sosyal alanda başarılı ve ağzı iyi laf yapan bir tiptir. Bu yüzden araştırma ve geliştirme daha çok Beverly’e, topluluk konuşmaları ve ödül teslimi daha çok Elliot’a düşmektedir.
Kadınlarla arası çok daha iyi olan Elliot, bir kadınla birlikte olduğunda ikinci buluşmalara kardeşi Beverly’yi gönderir. Kadınları da paylaştıkları halde birbirlerinin tıpatıp aynısı oldukları için kimse kandırıldığını anlamaz. Ta ki bir gün aktris Claire çıkagelene dek.
Beverly, Claire’e delicesine aşık olur. Claire, Beverly’nin bir ikizinin olduğunu öğrenince durumu anlar. Daha sonrasında bunu sindirir ve onları affeder ama bir iş seyahatine çıkmak zorundadır. Beverly, Claire’in otel odasını aradığında başka bir adam açar. Aldatıldığını düşünen Beverly, telefonu açanın Claire’in menajeri olduğunu bilmiyordur.
Beverly, daha bastırılmış ve kontrol edilmeye çok alışmış olandır. Elliot ise daha dışa dönük ve kontrol eden kişidir. Aşk, bu ikilinin tüm dengesini bozmuş ve Beverly’nin, Elliot’dan kaçmasına sebep olmuştur. Sallantıda olan denge ise aldatılma haberi geldiğinde iyice sarsılır. Elliot madde bağımlısı olmuştur ve kendine reçete yazarak uyuşturucu batağına düşmüştür. Elliot onu kurtarmaya çalışsa da başaramaz ve çözümü senkronize olmakta bulur. Senkronize olduklarında bu bataklıktan birlikte kurtuluruz, gibi bir düşünceyle gerçekleştirilmiş bu eylem onların bu batağa daha da düşmesini sağlayacaktır.
Birlikte hangi uyuşturucuyu alacaklarını dahi kararlaştırmış bu kardeşlerin siyam ikizlerine zaafları vardır. İlk siyam ikizlerinden dem vurup ayrılmaları gerektiğini düşünürler. İkisi de ilaç etkisindeyken Elliot ölümü kabullenmiş, Beverly ise cinayeti gerçekleştirmiştir. İlk siyam ikizlerinin hikayesinde olduğu gibi biri ölünce diğeri de ölmüştür. Burada Beverly, aşırı dozdan mı yoksa kardeşi olmadan yaşayamayacağı için mi ölmüştür?
Cinayet sonrasında bunların hepsini rüya zanneden Beverly’nin, ölü kardeşi karşısında durmasına rağmen ona seslenerek araması , benim için, filmin en etkileyici sahnesiydi diyebilirim.
Konusunun yanı sıra bu filmin uygulanışını da dahiyene buldum. Daha önce alter-ego sahibi bir insanın kendi kendine bir karakter yaratıp oymuş gibi davrandığı çok film izledik seyirci olarak. Ama bu filmde, karakterin alter-egosu doğduğundan beri karşısında duruyor. Bu durum ise Beverly’nin içinde çatlaklara sebep oluyor ve aşık olduğunu düşünmesi ile bu çatlaklar geri dönülemez bir hal alıyor.
Kendisi de düşmek zorunda olmayan Elliot, kardeşi düştüğü için kendini bataklığa itmek zorunda hissediyor. Öte yandan Beverly, aslında masum ve zararsız bir karakter değil ama bunları içine atmayı tercih ediyor yıllarca. Çünkü kardeşinin ondan daha dişli olduğunu düşünüyordu.
Kaçış, sevgi ile eş zamanlı nefret, çaba, kardeşlik, mükemmellikle anlatılmış. İkiz psikolojisi ise bu filmde dahice işlenmiş. Kardeşlerin ikisini de tek başına canlandıran Jeremy Irons ise harikalar yaratmış. Yavaş aksa da sıkmayan, Cronenberg’in en iyilerinden olan bu filmi öneriyorum.
Dip not: Dead Ringers, ölü ikizler anlamına gelmiyor. Birbirine tıpatıp benzeyen insanlar için kullanılan bir tabir. Bu filmlere isim veren insanlar neden araştırma yapmazlar anlamış değilim. Ayrıca filmin sonunu koymasalarmış bari isim olarak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder